Bal Kabağı Masalında Nasreddin Hoca
Bir var, bir yoğurt var, yoğurdu yiyen bir Nasreddin Hoca var. Hoca, bir köyde yaşarmış ve bilgeliğiyle tanınırdı. Bir sonbahar günü, Hoca tarlasında dolaşırken, devasa bir bal kabağı görmüş.
“Vay canına!” diye bağırmış Hoca. “Bu şimdiye dek gördüğüm en kocaman bal kabağı!”
Hoca, bal kabağını koparmış ve evine götürmüş. Karısına, “Sevgılım, bu bal kabağını ne yapacağız?” diye sormış.
Karisi, “Bunu satabiliriz, Hoca,” demiş. “Çok para eder.”
Hoca, “Hayır, hayır,” demiş. “Bu bal kabağı çok değerli. Onu satmayacağım.”
Hoca, bal kabağını evinin ortasına koymuş ve ona “Altınım” adını vermiş. Her sabah ve akşam, Hoca bal kabağına bakıp ona şarkı söylerdi.
Köy halkı, Hoca’nın bal kabağına olan sevgisini duyunca, onu ziyarete gelmeye başlamışlar. Hoca, onların bal kabağına hayran kalmalarını izler ve gururla gülümserdi.
Birkaç hafta geçti ve bal kabağı çürümeye başladı. Hoca, çok üzülmüştü. “Altınım, sen ölüyor musun?” diye ağlamıştı.
Karisi, “Hoca, bu bir bal kabağı,” demiş. “Elbette çürüyecek.”
Hoca, “Ama o çok değerliydi,” diye inlemiş. “Onu kaybetmek istemiyoruz.”
O gece, Hoca bal kabağının başında uyumuş. Sabah uyandığında, bal kabağının tamamen çürümüş olduğunu görmüş. Hoca, çok sinirlenmişti.
“Bu köy halkının suçu!” diye bağırmıştı. “Onlar bal kabağıma hayran kaldıkları için çürüdü.”
Hoca, bal kabağının kalıntlarını toplayıp köy meydanına götürmüş. Köy halkını toplamış ve onların önündeki kalıntılara bakmalarını emretmiş.
“Bu, sizin yaptığınızın sonu!” diye bağırmış Hoca. “Benim değerli bal kabağım, sizin hayranlıklarınız yüzüden çürüdü.”
Köy halkı, Hoca’nın sözlerine çok şaşırmıştı. Onlar sadece bal kabağına hayran kalmak istemİŞlerdi. Hoca’nın onları suçlaması onları üzmüştü.
O gündən itibarən, köy halkı Hoca’nın bal kabağına olan sevgisini anladı. Onu bir daha rahatsız etmediler ve Hoca, bal kabağının kalıntısına huzuru içinde baktı.
Konuyla İlgili Faydalı Siteler: