Elektriğin keşfi, tarih öncesi çağlara kadar uzanmaktadır. Antik Yunan’da, elektrik yüklerini çekebilen amber taşı keşfedilmiş ve bu taşın Yunanca adı olan “elektron” kelimesi, elektriğin adı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, modern anlamda elektrik keşfi, 18. yüzyılda gerçekleşmiştir.
Elektriğin modern keşfi, bir dizi önemli bilim insanının çalışmaları sonucu gerçekleşmiştir. İlk olarak, İtalyan fizikçi Alessandro Volta, 1800 yılında, basit bir pil icat etmiştir. Bu pil, metal levhaların arasına sıvı elektrolit konulmasıyla çalışmaktaydı ve bu sayede sürekli bir elektrik akımı üretebiliyordu.
Daha sonra, 1820 yılında, Danimarkalı fizikçi Hans Christian Oersted, bir manyetik iğne üzerindeki sapmaları incelediği sırada, elektrik akımının manyetik alan oluşturduğunu keşfetti. Bu keşif, elektrik ve manyetizmanın birbirleriyle ilişkili olduğunu gösterdi ve elektromanyetizma alanının başlangıcını oluşturdu.
İngiliz fizikçi Michael Faraday, elektromanyetizmanın çalışmalarını ileri taşıdı ve 1831 yılında elektromanyetik indüksiyonu keşfetti. Bu keşif, hareketli bir manyetik alanın, bir tel bobin üzerinde bir elektrik akımı üretebileceğini gösterdi. Bu, jeneratörlerin ve motorların çalışmasının temelini oluşturdu.
Sonuç olarak, elektriğin keşfi, tarih öncesi çağlardan bu yana yapılan çalışmalar sonucu gerçekleşmiştir. Ancak, modern anlamda elektrik keşfi, 18. yüzyılda Alessandro Volta, Hans Christian Oersted ve Michael Faraday gibi bilim insanlarının çalışmalarıyla gerçekleşmiştir. Bu keşifler, bugün elektrik teknolojisinin temelini oluşturmaktadır.