Nasrettin Hoca Kısa Fıkraları Komik

Nasrettin Hoca, Türk halk edebiyatının en sevilen ve en bilinen isimlerinden biridir. Fıkralarıyla insanların yüzünü güldüren Hoca, aynı zamanda öğretici ve düşündürücü hikayeleriyle de bilinir.

Nasrettin Hoca’nın fıkraları genellikle günlük hayattan alınmış olaylara dayanır. Hoca, bu olayları kendi özgün bakış açısıyla yorumlayarak komik bir hale getirir. Fıkralarında genellikle zeka, kurnazlık ve nüktedanlık ön plana çıkar.

Nasrettin Hoca’nın fıkraları, yüzyıllardır Türk halkı tarafından anlatılmaya devam etmektedir. Bu fıkralar, Türk kültürünün önemli bir parçası haline gelmiştir.

Nasrettin Hoca’nın Kısa Fıkraları

  • Nasrettin Hoca’nın eşeği kaybolmuş. Hoca, eşeğini aramaya çıkmış. Birkaç gün sonra, eşeğini bir komşusunun bahçesinde bulmuş. Hoca, komşusuna “Eşeğimi bahçende gördüm. Bana geri verebilir misin?” demiş. Komşusu, “Eşeğin benim bahçemde ne işi var?” diye sormuş. Hoca, “Eşeğim kaybolmuştu. Onu ararken, senin bahçende buldum” demiş. Komşusu, “Eşeğin kaybolduğunu bilmiyordum. Ben onu satın aldım” demiş. Hoca, “Eşeği bana geri ver. Ben onu senden daha çok seviyorum” demiş. Komşusu, “Eşeği sana geri veremem. Ben onu parayla satın aldım” demiş. Hoca, “Eşeği bana geri vermezsen, seni mahkemeye vereceğim” demiş. Komşusu, “Mahkemeye gidersen, eşeği sana geri vereceğim” demiş. Hoca, komşusunu mahkemeye vermiş. Mahkeme, eşeğin Hoca’ya ait olduğuna karar vermiş. Hoca, eşeğini geri almış.

  • Nasrettin Hoca, bir gün pazara gitmiş. Pazarda, bir adamın elinde bir papağan görmüş. Papağan, çok güzel konuşuyormuş. Hoca, papağanı satın almak istemiş. Adam, papağanı 100 liraya satıyormuş. Hoca, “Papağanı bana 50 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 100 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 75 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 75 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 60 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 60 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 50 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 50 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 40 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 40 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 30 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 30 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 20 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 20 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 10 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 10 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 5 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 5 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana 1 liraya satar mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı 1 liradan aşağıya satamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana bedavaya verir misin?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı bedavaya veremem” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana ödünç verir misin?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı ödünç veremem” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana gösterir misin?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı gösteremem” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana anlatır mısın?” demiş. Adam, “Hayır, papağanı anlatamam” demiş. Hoca, “Peki, papağanı bana ne yaparsın?” demiş. Adam, “Papağanı öldürürüm” demiş. Hoca, “Papağanı öldürme. Ben papağanı satın alacağım” demiş. Hoca, papağanı 100 liraya satın almış.

  • Nasrettin Hoca, bir gün eşeğine binmiş, yola koyulmuş. Bir süre sonra, bir köprüye gelmiş. Köprü, çok dar ve tehlikeliymiş. Hoca, eşeğine “Dikkatli ol, köprü çok dar” demiş. Eşek, köprüden geçerken, ayağı kaymış ve düşmüş. Hoca, eşeğin düştüğünü görünce, hemen aşağı inmiş. Eşeği kaldırmaya çalışmış, ama başaramamış. Hoca, çaresizce etrafına bakmış. Birkaç kişiyi görmüş ve onlara yardım çağırmış. Adamlar, Hoca’ya yardım etmişler ve eşeği kaldırmışlar. Hoca, eşeğine binmiş ve yoluna devam etmiş.

  • Nasrettin Hoca, bir gün bir düğüne gitmiş. Düğünde, çok güzel bir yemek varmış. Hoca, yemekten çok yemiş. Yemekten sonra, Hoca’nın midesi ağrımaya başlamış. Hoca, düğünden ayrılmış ve evine gitmiş. Eve giderken, bir ağacın altında oturmuş. Hoca, ağacın altında otururken, bir tilki görmüş. Tilki, Hoca’nın önüne gelmiş ve “Merhaba, Hoca” demiş. Hoca, “Merhaba, tilki” demiş. Tilki, “Ne oldu, Hoca? Neden bu kadar üzgünsün?” demiş. Hoca, “Midem ağrıyor” demiş. Tilki, “Ben senin mideni ağrıtmana yardım edebilirim” demiş. Hoca, “Nasıl?” demiş. Tilki, “Ben sana bir ilaç vereceğim. Bu ilacı içersen, miden ağrımaz” demiş. Tilki, Hoca’ya bir ilaç vermiş. Hoca, ilacı içmiş. Birkaç dakika sonra, Hoca’nın midesi ağrımaz olmuş. Hoca, tilkiye teşekkür etmiş ve evine gitmiş.

Faydalı Siteler ve İlgili Dosyalar


Yayımlandı

kategorisi