G-P’nin yeni araştırmasına göre, işletmeler AI teknolojilerine ve araçlarına, yetenekleri işe alma ve elde tutma süreçlerinden daha fazla yatırım yapıyor, bu da iş liderlerinin %60’ının AI harcamalarını artırdığını gösteriyor. Ancak, AI ve yetenek yatırımları birbirini dışlayan unsurlar değil.
Gerçekte, iş liderleri teknoloji ve yetenekleri birbirine karşıt olarak görmemeli. AI, işe alım süreçlerini ve çalışan memnuniyetini büyük ölçüde artırabilir, insan işiyle birlikte çalışarak daha bilinçli İK uygulamaları geliştirmeye, İK süreçlerini iyileştirmeye ve nihayetinde çalışanların işte kalmasını sağlamaya yardımcı olabilir.
Doğru AI Uygulaması Yeteneği Çekmek ve Elde Tutmak İçin Nasıl Yardımcı Olabilir?
Yeni ‘Gen Global’ İşgücünü Çekmek Yeni nesiller iş gücüne katıldıkça, işverenler modern teknoloji, esnek çalışma ve dijital bir ortam taleplerini karşılamak zorunda kalıyor. Gen Global olarak adlandırılan bu yeni çalışan kitlesi, küreselleşmeyi kucaklıyor ve AI gibi teknolojilere sıcak bakıyor.
Bu nesil, işlerini daha verimli hale getirebilecek yeni teknolojileri keşfetmeye büyük ilgi duyuyor. Kariyerlerinde daha iyi bir gelişim sağlayacağına, iş yerindeki esnekliği artıracağına ve daha yaratıcı, katma değerli ve etkili görevlere odaklanmalarına imkan tanıyacağına inanıyorlar. 2030 yılına kadar, iş gücünün neredeyse %60’ını Gen Z ve Millennials oluşturacak ve bu neslin %68’i, dijital deneyim ihtiyaçları karşılanmazsa işlerinden ayrılmayı düşüneceklerini belirtiyor.
Yalnızca en son AI araçlarına ve teknolojilerine erişim sunan bir iş kültürünü benimseyerek, işletmeler teknolojiye hâkim olan bu yeni nesil çalışanları çekebilir.
AI Entegrasyonunu İnsan Merkezli Bir Yaklaşımla Dengelemek Örgütler, AI teknolojisinin insan işini daha verimli ve ölçeklenebilir hale getirerek desteklediği stratejiler belirlemeli, insanları tamamen değiştirmek yerine tamamlamalıdır. Bu yaklaşım, liderlerin %84’ünün bu yıl AI’ya daha fazla yatırım yapmayı planladığı göz önüne alındığında özellikle önemlidir. AI’ya yapılan önemli yatırımlar, insan sermayesi veya iş gücü gelişimi pahasına olmamalıdır. Uzun vadeli başarı ve çalışan memnuniyeti için dengeyi korumak hayati önem taşır.
İnsan merkezli bir yaklaşım, yeteneklerin elde tutulması için çok önemlidir. Teknolojiyi, çalışanların refahına odaklanarak dengelemek, motive olmuş ve adanmış bir iş gücünü garanti eder. Gen Global, AI konusunda heyecanlı olabilir, ancak organizasyonlar, teknolojik devrimin kalbinde insanın yer aldığını unutmamalıdır. İnsan merkezli bir yaklaşımı korumak, en iyi yetenekleri elde tutmanın ve uzun vadeli çalışan bağlılığını artırmanın anahtarıdır.
AI Benimsemede Kapsayıcı Bir Yaklaşım AI’nın benimsenmesi, teknik rollerin ötesine geçen şirket genelinde avantajlar sunar. Teknik olmayan roller de AI araçlarını kullanarak iş performanslarını artırabilir, herkesin daha etkili ve verimli olmasına yardımcı olabilir. Kapsamlı bir strateji olarak benimsenmesi, tüm organizasyonun fayda sağlamasına olanak tanır.
Ancak G-P’nin araştırmasına göre, işletmelerin %81’i AI programlarının olduğunu belirtmesine rağmen, liderlerin %97’si AI planları veya hedefleri konusunda endişe duyuyor. Bu, işletmelerin AI’nın potansiyelini tam anlamıyla keşfetmeye henüz başlamadığını ve AI araçlarını etkili bir şekilde kullanabilmek için daha fazla netliğe ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte, AI giderek daha fazla iş dünyası için vazgeçilmez hale geliyor, zira iş liderlerinin üçte ikisinden fazlası AI’nın küresel operasyonlar için kritik olduğunu düşünüyor. AI’nın iş yerindeki rolü, operasyonel başarıyı yönlendirmek ve çalışan memnuniyetini artırmak için hayati öneme sahiptir. AI’nın iş stratejisine ve süreçlerine dahil edilmesi, sadece rekabetçi kalmanın ötesinde, yeni nesil küresel yetenekleri cezbetmek için bir iş ortamı yaratmaktır.
Sonuç olarak, AI’yı düşünceli ve etik bir şekilde entegre ederek, işletmeler iş gücünü optimize edebilir, en iyi yetenekleri çekip elde tutmalarını sağlayabilir. Kapsamlı bir AI benimseme stratejisinin, hem teknik hem de teknik olmayan çalışanlar için faydalar sağlayabileceği ve işletmenin gelecekteki başarısını daha iyi garanti altına alabileceği açıktır.